Son faiz oranı kararında, Amerikan Merkez Bankası mevcut faiz oranı seviyesini sabit tutmayı ve bilanço küçültme politikasını sürdürmeyi seçti. Fed Başkanı Powell, ardından yaptığı FOMC (Federal Açık Piyasa Komitesi) konuşmasında daha sert bir tutum sergileyerek, Fed'in birincil görevlerinin enflasyonu kontrol etmek olduğunu ve hükümet borçlanması veya konut ipoteği maliyetlerini düşürmek olmadığını açıkça belirtti.
Powell, mevcut ekonomik ortamda, hükümetin ticaret politikaları gibi faktörlerden kaynaklanan fiyat artışı baskısının hala yüksek olduğunu vurguladı. Daha fazla ekonomik veri elde edilmeden, Fed para politikasını gevşetmeyi düşünmeyecek. Bu ifade, Fed'in enflasyon konusundaki ihtiyatlı tutumunu göstermektedir.
Powell'un bu açıklamaları finansal piyasalar üzerinde önemli bir etki yarattı. Yatırımcıların Eylül ayında Fed'in faiz oranlarını düşürme beklentisi belirgin bir şekilde azaldı; toplantı öncesinde %70'e yakın bir olasılıktan %50'nin altına düştü. Bu değişim, piyasanın Fed'in gelecekteki politika yönelimine ilişkin görüşlerinin ayarlandığını yansıtıyor.
Fed'in bu kararı ve Powell'ın konuşma içeriği, ABD ekonomisinin mevcut karmaşık durumu üzerinde duruyor. Bir yandan, enflasyon baskıları hala mevcut; diğer yandan, ekonomik büyüme ve istihdam piyasasının performansı da dikkatle izlenmelidir. Bu durumda, Fed temkinli kalmayı ve gelecekte en iyi para politikasını oluşturmak için ekonomik verilerdeki değişiklikleri izlemeye devam etmeyi tercih ediyor.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Son faiz oranı kararında, Amerikan Merkez Bankası mevcut faiz oranı seviyesini sabit tutmayı ve bilanço küçültme politikasını sürdürmeyi seçti. Fed Başkanı Powell, ardından yaptığı FOMC (Federal Açık Piyasa Komitesi) konuşmasında daha sert bir tutum sergileyerek, Fed'in birincil görevlerinin enflasyonu kontrol etmek olduğunu ve hükümet borçlanması veya konut ipoteği maliyetlerini düşürmek olmadığını açıkça belirtti.
Powell, mevcut ekonomik ortamda, hükümetin ticaret politikaları gibi faktörlerden kaynaklanan fiyat artışı baskısının hala yüksek olduğunu vurguladı. Daha fazla ekonomik veri elde edilmeden, Fed para politikasını gevşetmeyi düşünmeyecek. Bu ifade, Fed'in enflasyon konusundaki ihtiyatlı tutumunu göstermektedir.
Powell'un bu açıklamaları finansal piyasalar üzerinde önemli bir etki yarattı. Yatırımcıların Eylül ayında Fed'in faiz oranlarını düşürme beklentisi belirgin bir şekilde azaldı; toplantı öncesinde %70'e yakın bir olasılıktan %50'nin altına düştü. Bu değişim, piyasanın Fed'in gelecekteki politika yönelimine ilişkin görüşlerinin ayarlandığını yansıtıyor.
Fed'in bu kararı ve Powell'ın konuşma içeriği, ABD ekonomisinin mevcut karmaşık durumu üzerinde duruyor. Bir yandan, enflasyon baskıları hala mevcut; diğer yandan, ekonomik büyüme ve istihdam piyasasının performansı da dikkatle izlenmelidir. Bu durumda, Fed temkinli kalmayı ve gelecekte en iyi para politikasını oluşturmak için ekonomik verilerdeki değişiklikleri izlemeye devam etmeyi tercih ediyor.