Amerika şu anda zor bir ekonomik sorunla karşı karşıya: sermaye akışını sürdürürken faiz yükünü nasıl hafifleteceği konusunda bir denge noktası bulmak. Şu anda, Federal Rezerv (FED) faiz oranını %4.25-%4.5 aralığında tutmayı seçmiş gibi görünüyor. Bu kararın arkasında derinlemesine düşünceler yatıyor.
Eğer Federal Rezerv (FED) faiz oranını %3'ün altına düşürürse, bu büyük miktarda sermaye çıkışına yol açabilir, çünkü diğer ülkelerin yatırım projeleri daha cazip hale gelecektir. Ancak, yüksek faiz oranlarını korumak da kalıcı bir çözüm değildir. Dolar endeksi, zirveden yaklaşık %10 düşerken, 9 trilyon dolarlık kısa vadeli borç da büyük bir baskı oluşturuyor.
Ekonomik açıdan bakıldığında, Federal Rezerv (FED) artık faiz indirimini düşünmesi gereken bir noktaya gelmiş gibi görünüyor. Ancak, FED Başkanı Powell'ın kararları tartışmalara yol açtı. Bazı görüşler, Powell gerçekten tarafsız kalıyorsa, geçen yıl Temmuz ayında faiz indirimine başlaması gerektiğini savunuyor.
Dolar endeksinin düşüşü ve ABD borsa endeksinin yükselişi, piyasanın ABD ekonomisinin geleceğine dair iyimser beklentilerini yansıtıyor. Ancak, bu beklentinin yanıltıcı olabileceği düşünülüyor. Borç baskısı, ABD'yi temel faiz oranını düşürmeyi düşünmeye zorlamakta.
Dikkate değer olan, ABD'nin mevcut yüksek enflasyon oranının özel nedenleri olduğudur. Bazı analizler, enflasyonun yaklaşık %80'inin ABD'nin normal uluslararası ticareti kısıtlayan politikalarından kaynaklandığını, para politikasıyla pek ilgili olmadığını belirtmektedir.
Genel olarak, Federal Rezerv (FED) zor bir seçimle karşı karşıya. Enflasyonu kontrol etme, ekonomik büyümeyi sürdürme ve borç yönetimi arasında nasıl bir denge bulacağı, önümüzdeki dönemde ABD ekonomik politikasının temel zorluğu olacaktır.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Amerika şu anda zor bir ekonomik sorunla karşı karşıya: sermaye akışını sürdürürken faiz yükünü nasıl hafifleteceği konusunda bir denge noktası bulmak. Şu anda, Federal Rezerv (FED) faiz oranını %4.25-%4.5 aralığında tutmayı seçmiş gibi görünüyor. Bu kararın arkasında derinlemesine düşünceler yatıyor.
Eğer Federal Rezerv (FED) faiz oranını %3'ün altına düşürürse, bu büyük miktarda sermaye çıkışına yol açabilir, çünkü diğer ülkelerin yatırım projeleri daha cazip hale gelecektir. Ancak, yüksek faiz oranlarını korumak da kalıcı bir çözüm değildir. Dolar endeksi, zirveden yaklaşık %10 düşerken, 9 trilyon dolarlık kısa vadeli borç da büyük bir baskı oluşturuyor.
Ekonomik açıdan bakıldığında, Federal Rezerv (FED) artık faiz indirimini düşünmesi gereken bir noktaya gelmiş gibi görünüyor. Ancak, FED Başkanı Powell'ın kararları tartışmalara yol açtı. Bazı görüşler, Powell gerçekten tarafsız kalıyorsa, geçen yıl Temmuz ayında faiz indirimine başlaması gerektiğini savunuyor.
Dolar endeksinin düşüşü ve ABD borsa endeksinin yükselişi, piyasanın ABD ekonomisinin geleceğine dair iyimser beklentilerini yansıtıyor. Ancak, bu beklentinin yanıltıcı olabileceği düşünülüyor. Borç baskısı, ABD'yi temel faiz oranını düşürmeyi düşünmeye zorlamakta.
Dikkate değer olan, ABD'nin mevcut yüksek enflasyon oranının özel nedenleri olduğudur. Bazı analizler, enflasyonun yaklaşık %80'inin ABD'nin normal uluslararası ticareti kısıtlayan politikalarından kaynaklandığını, para politikasıyla pek ilgili olmadığını belirtmektedir.
Genel olarak, Federal Rezerv (FED) zor bir seçimle karşı karşıya. Enflasyonu kontrol etme, ekonomik büyümeyi sürdürme ve borç yönetimi arasında nasıl bir denge bulacağı, önümüzdeki dönemde ABD ekonomik politikasının temel zorluğu olacaktır.