Jeopolitik çatışmaların etkisi hayal gücümüzün ötesinde, özellikle Orta Doğu'daki gerginliklerin getirdiği sadece petrol fiyatlarındaki yükselişle sınırlı değil. Aslında, bunun arkasında küresel ekonomik temeli sarsabilecek bir zaman bombası - ham petrol fiyatlarındaki dalgalanma - gizli.
Modern ekonomik tarihine baktığımızda, rahatsız edici bir düzeni keşfediyoruz: Ham petrol fiyatlarındaki şiddetli dalgalanmalar neredeyse her zaman finansal krizlerin habercisidir. 1973'te Arap ülkeleri petrolü siyasi bir silah olarak ilk kez kullandığından beri, küresel finansal piyasalar enerji fiyatlarındaki sert dalgalanmaların gölgesinde yaşamaktadır.
Bu bağlantı tarih boyunca defalarca doğrulanmıştır: İlk petrol krizi, ABD'yi ciddi bir durgunluğa sürüklemiş ve borsa büyük düşüşler yaşamıştır; İran Devrimi sırasında, Fed, faiz oranlarını eşi benzeri görülmemiş seviyelere çıkarmak zorunda kalmış ve dünya genelindeki yatırımcılara büyük kayıplar yaşatmıştır; Körfez Savaşı döneminde, enerji fiyatlarındaki patlama ve kredi sıkılaşması bir arada çalışarak ABD ekonomisini ciddi şekilde etkilemiştir; 2008 finans krizinin yüzeydeki sebebi subprime krizi olsa da, aslında petrol fiyatı balonunun patlamasından sonraki talep çöküşü ile yakından ilişkilidir; hatta geçen yılki Rusya-Ukrayna çatışması da küresel finansal piyasalarda şiddetli dalgalanmalara yol açmıştır.
Bu bir soruyu gündeme getiriyor: Bu finansal krizlerin hepsi gerçekten petrol fiyatlarındaki dalgalanmalardan mı kaynaklanıyor? Savaş ve ekonomik kriz arasındaki nedensellik ilişkisi, tavuk ve yumurta sorusu kadar belirsizdir; ancak, küresel ekonomi her zaman büyük zorluklarla karşılaştığında, enerji fiyatlarındaki dalgalanmaların her zaman bir itici güç rolü oynadığı inkar edilemez. Daha da endişe verici olan, şu anda Orta Doğu ve Doğu Avrupa'nın iki büyük küresel enerji tedarik merkezi aynı anda çatışmalara girmesi ve bu ikili istikrarsızlığın küresel ekonomi üzerindeki potansiyel etkilerinin küçümsenmemesi gerektiğidir.
Bu, abartılı bir söylem değil, tarihsel deneyimlere dayanan rasyonel bir analizdir. Enerji piyasası dalgalanma içinde olduğunda, hisse senetlerimiz, fonlarımız, gayrimenkul gibi varlıklarımızın değerleri zincirleme reaksiyonlardan etkilenir. Şu anda, küresel sermaye piyasası enerji alanındaki her bir rüzgarın etkisine son derece duyarlıdır.
Sıradan insanlar olarak, uluslararası durumu değiştiremiyor olsak da, enerji meselesinin kişisel servet üzerindeki büyük etkisini net bir şekilde anlayabiliyoruz. Bu belirsizliklerle dolu çağda, barış ve istikrar, varlık değerini korumanın en temel ve önemli koşuludur.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
13 Likes
Reward
13
6
Share
Comment
0/400
PumpAnalyst
· 06-17 03:24
Petrol fiyatları büyük yükseliş, kaç!
View OriginalReply0
TokenBeginner'sGuide
· 06-16 17:14
Yatırım yaparken dikkatli olun, trende bakın.
View OriginalReply0
TopEscapeArtist
· 06-14 11:13
dipten satın al bağlı uzman
View OriginalReply0
DaisyUnicorn
· 06-14 04:51
Hastalık kaynağını doğru gördü.
View OriginalReply0
MEVHunter
· 06-14 04:49
tuzak bir kar sağlamak için saygıdır
View OriginalReply0
ZkSnarker
· 06-14 04:33
Aslında oldukça endişe verici, dürüst olmak gerekirse.
Jeopolitik çatışmaların etkisi hayal gücümüzün ötesinde, özellikle Orta Doğu'daki gerginliklerin getirdiği sadece petrol fiyatlarındaki yükselişle sınırlı değil. Aslında, bunun arkasında küresel ekonomik temeli sarsabilecek bir zaman bombası - ham petrol fiyatlarındaki dalgalanma - gizli.
Modern ekonomik tarihine baktığımızda, rahatsız edici bir düzeni keşfediyoruz: Ham petrol fiyatlarındaki şiddetli dalgalanmalar neredeyse her zaman finansal krizlerin habercisidir. 1973'te Arap ülkeleri petrolü siyasi bir silah olarak ilk kez kullandığından beri, küresel finansal piyasalar enerji fiyatlarındaki sert dalgalanmaların gölgesinde yaşamaktadır.
Bu bağlantı tarih boyunca defalarca doğrulanmıştır: İlk petrol krizi, ABD'yi ciddi bir durgunluğa sürüklemiş ve borsa büyük düşüşler yaşamıştır; İran Devrimi sırasında, Fed, faiz oranlarını eşi benzeri görülmemiş seviyelere çıkarmak zorunda kalmış ve dünya genelindeki yatırımcılara büyük kayıplar yaşatmıştır; Körfez Savaşı döneminde, enerji fiyatlarındaki patlama ve kredi sıkılaşması bir arada çalışarak ABD ekonomisini ciddi şekilde etkilemiştir; 2008 finans krizinin yüzeydeki sebebi subprime krizi olsa da, aslında petrol fiyatı balonunun patlamasından sonraki talep çöküşü ile yakından ilişkilidir; hatta geçen yılki Rusya-Ukrayna çatışması da küresel finansal piyasalarda şiddetli dalgalanmalara yol açmıştır.
Bu bir soruyu gündeme getiriyor: Bu finansal krizlerin hepsi gerçekten petrol fiyatlarındaki dalgalanmalardan mı kaynaklanıyor? Savaş ve ekonomik kriz arasındaki nedensellik ilişkisi, tavuk ve yumurta sorusu kadar belirsizdir; ancak, küresel ekonomi her zaman büyük zorluklarla karşılaştığında, enerji fiyatlarındaki dalgalanmaların her zaman bir itici güç rolü oynadığı inkar edilemez. Daha da endişe verici olan, şu anda Orta Doğu ve Doğu Avrupa'nın iki büyük küresel enerji tedarik merkezi aynı anda çatışmalara girmesi ve bu ikili istikrarsızlığın küresel ekonomi üzerindeki potansiyel etkilerinin küçümsenmemesi gerektiğidir.
Bu, abartılı bir söylem değil, tarihsel deneyimlere dayanan rasyonel bir analizdir. Enerji piyasası dalgalanma içinde olduğunda, hisse senetlerimiz, fonlarımız, gayrimenkul gibi varlıklarımızın değerleri zincirleme reaksiyonlardan etkilenir. Şu anda, küresel sermaye piyasası enerji alanındaki her bir rüzgarın etkisine son derece duyarlıdır.
Sıradan insanlar olarak, uluslararası durumu değiştiremiyor olsak da, enerji meselesinin kişisel servet üzerindeki büyük etkisini net bir şekilde anlayabiliyoruz. Bu belirsizliklerle dolu çağda, barış ve istikrar, varlık değerini korumanın en temel ve önemli koşuludur.